Daha Sağlıklı Bir Yaşam ve Refahınız için: ISI
İnsanlar içgüdüsel olarak her zaman ısıyı sağlığı ve refahı için kullanmaya meyilli olmuşlardır. Örneğin; hiç kimse soğuk hissetmeyi sevmez ve soğuk olduğunda otomatik olarak bir ısı kaynağı aramaya başlar.
Isı, insana kendisini iyi hissettirir ve aynı zamanda duygu durumunun iyileşmesine katkı sağlar. Tüm çağlarda ve hemen hemen tüm kültürlerde ısının sağlığı desteklediği bilinir ve sağlık sorunlarını hafifletmek için ısıyı tüm vücuda ya da bir kısmına uygulamak için bir dizi yöntemler geliştirilmiştir. Isı uygulanan dokular rahatlar ve vücut ağrıdan arındırılmış olur.
Bugünün bakış açısıyla, ısının kullanıldığı alanlar incelendiğinde çok geniş ve şaşırtıcı bir yelpazeyle karşılaşabilirsiniz. Isı, örneğin; kan dolaşımını geliştirmek ve dokulara besin kaynağı sağlamak, metabolizmayı uyarmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılabilir.
Buna ek olarak, ısı sayesinde kaslar gevşer ve ağrı azaltılabilir. Düzenli uygulanan tüm vücut ısı uygulamaları (bir düşük sıcaklık teknolojisi uygulaması gibi), bazı hastalıkların giderilmesi için uygulanan özel terapilerin önemli bir parçasını oluşturabilir ya da tedaviye ek olan bir koruyucu tedavi olarak kullanılabilir.
Bu yöntemin, saunalar, buhar banyoları ve standart kızılötesi kabinleri vb. gibi geleneksel tüm vücut uygulamalarından farklı bir amacı vardır. Özellikle vücut yüzeyine uygulanan ve tüm vücudun ısıtılması için kullanılan yumuşak derin ısının sayısız yararlı etkileri vardır. Örneğin; kronik birçok hastalığa iyi gelir.
Düzenli Kullanıldığında,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Kan dolaşımını hızlandırır ve metabolizmayı güçlendirir.
- Kasılmaları azaltır ve sırt ağrılarını yatıştırır.
- Yoğun terleme yoluyla arınma ve vücudun detoksifikasyonu teşvik edilir ve dolayısıyla kilo kaybına katkıda bulunur.
- Deri hastalıkları tedavisinde olumlu etkisi vardır.
- Hormonlara pozitif etkisi vardır.
- Soğuk algınlığına, cilde, bronşlara ve migrene iyi gelir.
- Eklem ağrılarını ve romatizmaları rahatlatmaya yardımcıdır.
Derin ve yumuşak ısı uygulaması sağlayan Physiotherm kabinindeki bir seans nazik bir kardiyovasküler dayanıklılık egzersiz ile aynı etkiye sahiptir. Örneğin; bel kısmındaki bir kas gevşemesi gibi.
Yerinize oturun, başlatın ve keyfini çıkarın.
Physiotherm Düşük Sıcaklıktaki Derin Isı Kabinleri Tarafından Sağlanan Etkiler
İyi bir ısı yayılması elde etmek için, vücudun doğal ısı çalışmasına engel olmamak gerekir. Bunun için vücuda aniden ısı yaymayan termonötral bir ortam önemlidir. Bilim kitaplarında termonötral bölge giysisiz, sakin bir durumda olan bir insan için 27 ila 37°C arasında (%50 nem oranı ve rüzgarsız) belirlenmiştir. Termonötral bölge metabolizmaya, vücut yapısında, vücut yüzeyine ve deri altındaki yağ dokusuna bağlıdır. Ayrıca hava hareketliliğinin, hava basıncının da nem oranına ve ortam ışınımında etkisi vardır. Termonötral bölge bu nedenle günlük değişebilir.
Böylelikle vücuttaki kan normal bir şekilde kademeli olarak ısınmış halde dolaşmaya devam eder. Vücuttaki ısı alarm sistemi termonötral bölge geçilmediği için devreye girmez ve ısı sağlıklı bir şekilde vücuda yayılır. Kan dolaşımı ile birlikte metabolizma hızlanır ve terlemeye başlanır.
Düşük ısı- derin ısı kabinlerinde kullanılan bu metotta en yüksek kabin sıcaklığı 37°C’dir. Bu yöntemi, diğer tüm yöntemlerinden (örneğin; hamam, sauna) ayrı kılan özelliği ise çok sayıda kronik rahatsızlığın tedavisinde gösterdiği etkidir.
Yukarıda da bahsedildiği gibi etkili ve hızlı bir tüm vücut ısıtması elde etmek isteniyorsa, termonötral bir alanda bulunmak gerekir. Böyle bir ortamda vücut ısınmak ya da soğumak için hiç enerji sarf etmez ve tamamen rahatlar. Vücut, ortam ile termik bir dengededir ve bu durumlarda deriden vücut içine kan dolaşımı açıktır.
Sonrasında daha sınırlı bir alana, yani cilt yüzeyinin yaklaşık %10-12’sine ısı uygulandığında (ideal olarak sırttan), cilt yüzeyinin yaklaşık %90’ındaki termonötral kan ile ısıtılmış kan karışır. Bu durumdayken vücut içindeki ısı alarm sistemi aktif değildir ve kan yoluyla vücudun iç kısımlarına ısı akışı engellenmez. Çekirdek gövdenin sıcaklığı baştan itibaren sürekli ve yavaş yavaş yükselir. Uygulanan ısı, daha sonra yavaş yavaş dolaşımda bir değişiklik yaratır ve kan akışı yoluyla içten ( çekirdek ) dışa dağıtılır. Bütün gövde ( vücut çekirdeği ve vücut yüzeyi) bu şekilde ısıtılmaktadır.
Düşük ısı kızılötesi teknolojisinde vücut termonötral bölgededir. Esas ısının sadece %10, en fazla %12’si cilt üzerinden taşınır. Termonötral bölgede vücut çevresine aldığından fazla ısı verebilir. Verdiği ısı yetmeyince, ter üretmeye başlar. Üretilen ter buharlaşır ve cildi soğutabilir, bu nedenle kabinin içindeki nem oranı yükselir. Daha fazla ısı ilave edilince buharlaşamayan ter, düşük ısı kızılötesi teknolojisinde de damlamaya başlar.
Terlemek vücudun doğal tedavi yöntemidir ( toksinlerden arındırma, zayıflama). Ter, kan plazmasında oluşur ve vücut bunu kirliliklerden arınmak için kullanır. Doğal olarak ısı yayma teknolojisini tavsiye etmek akıllıcadır, çünkü hücre araları (Matris), vücut kabuğu (kaslar, eklemeler, yağ dokusu) açıkça iyileştirilir.
Seanstan önce vücuda yeterince su alınımının sağlanması gerekir. İdeal olarak günde iki litre su içilmesi önerilir. Seans bittikten sonrada bir bardak su içilmesi tavsiye ediliyor.